Cosmopolitan Summer için hazırladığım Eda Taşpınar röportajı daha rahat okumak için fotoğrafları büyütebilir ya da en aşağıda yazı formatından okuyabilirsiniz.
Eda Taşpınar yaz sezonunun açmadan önce Cosmopolitan Yaz’a özel evinde buluştuk. Hedefimiz herkesin merak ettiği yaz gardırobunu karıştırmak ve bu yazın Eda’sından size ipuçları vermekti. Gittiğimizde gördük ki bizim için en sevdiği ve favorisi olan ürünleri fotoğraf çekimi için özenle hazırlamıştı bile…
Eda bizi sıfır makyajı ve doğal ev haliyle çok samimi bir şekilde karşılandık. Ekibi de A’dan Z’ye her konuda desteğini eksik etmedi bizden… Hadi gelin her yaz olduğu gibi bu yaz da adından söz ettirecek Eda’nın dünyasına konuk olalım, gardırobunu karıştıralım ve ondan güzellik üzerine birkaç tüyo alalım…
Sebahat Bağbars
Fotoğraflar: Serkan Şentürk
Eda’nın normal bir günü nasıl geçer?
Ben çok erken kalkarım. Sabah 8’de kalkarım. Ama saat 7’de uyanırım biraz yatak keyfi yaparım… Koşumu yaparım sonra kahvaltımı ederim. Sonra spora giderim ve oradan da ofise geçerim. Her gün olmasa da iki günde bir mutlaka işe uğramaya acayip özen gösteririm. Toplantılarımız olur… Akşamüstü vaktim kalırsa arkadaşlarımla görüşürüm bir yemek yerim.
Yaz sana ne ifade ediyor?
Yaz demeyelim, Eda Taşpınar mevsimi diyelim. Artık öyle diyorlar biliyorsun:)… Ben kesinlikle bir yaz insanıyım. Hatta bir ara “Eda Taşpınar şezlonglar tarafından büyütüldü” bile dedilerJ düşün… O nedenle de yaz ayları benim için; özgür, mutlu, en kendim ve en doğal olduğum zaman diyebilirim.
Seni yazla özleştirmeleri hakkında ne düşünüyorsun?
Ben çok memnunum bu durumdan. Yaz geldi yerine Eda Taşpınar mevsimi geldi diyenler var. Ama bu durumu ben bilerek yapmış değilim. Ben doğalımda yaptığım şeyleri yaptım ve yapmaya devam ediyorum. İnsanlar doğal olduğunu görünce de sanırım öyle ilerliyor bir takım şeyler. Yaz benim en sevdiğim mevsim ve benimle de özdeşleşti. Bu durumdan rahatsız değilim…
Peki, Eda Taşpınar yaza nasıl hazırlanır?
Bedenen acayip bir spor söz konusu hayatımda… Ben boğa burcuyum ve yemeye çok düşkünüm. Keyif insanıyım aslında oturdum mu uzun süren, sohbetli yemekler yemeyi severim. Elbette bunun sonucu da acayip spor yapmak zorundayımJ Özel bir diyet yapmıyorum ama yaza doğru biraz karbonhidratı azaltıyorum, tatlıdan uzak durmaya çalışıyorum. Aramızda kalsın ama ben bir çikolata canavarıyımJJJ Bu ikisinden uzak durduğum zaman her şey daha dengeleniyor ve yoluna giriyor. Sporu da biraz abartıyorum tabii! Yüzme olsun, sörf olsun… Aslında gittiğim yerde hangi sporu bulursam yapıyorum. Mesela en son gittiğim teknede malzemelerimi yanımda götürdüm ve kick boksing yaptım. Spor olarak sert sporlar yapmayı seviyorum. Antrenmanım bittikten sonra stretching yapıyorum. Crossfit, bootcamp yapıyorum, sabahları koşuyorum. İçkim, sigaram yok. Bendeki en kötü şey güneş.
Yazın vazgeçemediğin kozmetik ürünleri var mı?
Biliyorsun Eda Taşpınar ürünlerim var. Eda Taşpınar Yoğun Bronzlaştırıcı ve Koruyucu Yağ, Eda Taşpınar Bronzluk Koruyucu Losyon ve Eda Taşpınar Yoğun Bronzlaştırıcı Sprey vazgeçemediğim ürünlerim.J Yıllardır hayata geçirmeyi arzuladığım en büyük hayalimdi ve bu vesileyle onlardan da bahsetmek isterim… Bu ürünlere kadar iyi bir ekibin oluşmasını, bu işi yürekten yapacak ekibin bir araya gelmesini bekliyordum ve nihayet başardık ve şu anda piyasada 4 farklı ürünümüz mevcut. Aerosol, Türkiye’de bir ilk… Korumalı ve korumasız olarak sadece Eda Taşpınar markasında var, başka hiçbir markada yok. Zaten benim yıllardır kullandığım içeriklerdi. İçerisine fazladan UVA, UVB, argan yağı ve cildi nemlendirecek vitaminleri ekledik. Ve tasarımını kendi yaptığım kutularla paketleyip, sunduk.
Peki, nerelerden ulaşılabilir Eda Taşpınar ürünlerine?
Bu sene katıldığımız eczacıların fuarları sayesinde Türkiye genelinde eczacılara ulaşabildik. Bunun dışında Watsons, Gratis, Douglas, Rossmann, GNC ve Collezine mağazalarında bulunuyor. GNC’deki tek Türk ürünüyüz bu arada… Elbette ürünlerimiz Sağlık ve Tarım Bakanlığı tarafından onaylı. İçerisinde parlatıcı ya da boya gibi şeyler yok. Bir de ürünleri nasıl kullanabileceklerini öğrenmeleri için www.edataspinar.com adresini ziyaret edebilirler. Unutmadan oradan da sipariş verebiliyor. Ben hiç kimseye “hadi güneşe çıktınız sıfır korumayla çıkın” demiyorum. Kullanım olarak önce yüksek faktörlükleri sürüp daha sonrasında 15 faktör ve tenin rengi döndükten sonrada sıfıra geçmelerini öneriyorum. O nedenle yaz denilince vazgeçemediğim şeylerin başında güneş yağlarım geliyor. Nemlendiricimin formülü gizli onu da Marakeş’te buldum. O da bronzluğun açılmasını engelliyor ve uzun süre bronz kalmanızı sağlıyor.
Başka farklı bakım yöntemlerin ya da önerilerin var mı?
Var tabi olmaz mı ama ben anneannemin söylediklerini, öğrettiklerini uygulamayı seviyorum. Mesela cildimi salatalık kabuklarıyla temizliyorum. Hep doğal şeyler uygulamaya çalışıyorum. Hep pahalı şeylerdense aktarlarda aldığım kremleri kullanmaya çalışıyorum. Cilt bakımı çok yaptırdığım bir şey değil ama arada yaptırmak lazım… Siz yazları beni hep güneşin altında görüyorsunuz ama eğer dikkat ederseniz daima şapkalı ve gözlüklü dolaşıyorum. Sanıldığı gibi cildimi o kadar da güneşe maruz bırakmamaya çalışıyorum. Çünkü yüz derisi çok ince ve onun için yazın cildimi kremlerle nem maskeleriyle nemlendirmeye özen gösteriyorum. Atlamamam gerek bol bol da su tüketiyorum, sebze yiyorum. İçten gelen mutluluğun dışa yansıdığına inanıyorum. Dışardan kremler sürerek değil de insan olarak içerden mutluysanız bu zaten sizin dışınıza da yansıyacaktır.
Yaz gardırobunda asla vazgeçemem dediğin parçalar neler?
Yazları yüzümü korumak için kocaman gözlükler alıyorum. Onlardan asla vazgeçemem. Onu dışında kesinlikle aksesuarlarım… Bence bir kıyafete hayat vermenin en güzel yolu aksesuarlar. Eda Taşpınar tasarımı sandaletlerim… Onları da tasarlarken özellikle rahatlığa ve şıklığa önem verdim. Onları her şeyle rahat rahat giyebilirsiniz. Bikiniyle de, bikini üstüne giydiğiniz örgü elbiseyle de giyebilirsiniz. Örgü elbiselerimden de vazgeçemem… Sanırım şu anda sahip olduğum tüm aksesuarlarımdan vazgeçmem zor görünüyorJ Yani gittiğim yere göre de değişiyor aksesuar tercihim. Mesela Alaçatı’da topuklu giymeyi tercih etmiyorum ama Bodrum’a geçtiğim de topuklu gladyatörlerimi de giymeyi seviyorum. Bikinilerimin her birine dokunmuşumdur. Hiçbirini aldığım gibi kullanmam, kendi vücuduma göre ayarlattırırım. Üzerinde mutlaka oynarım… Aksesuar ekletirir, daraltırım ve şeklini değiştirtirim. Şapkalar, özellikle de yüzümü gizleyen büyük ve geniş şapkalar. Bu sene de Saint-Tropez’den birkaç tane kovboy şapkası satın aldım. Gündüz daha çok salaş giyinmeyi severim… Tulumlar, şile bezi elbiseler, rengârenk elbiseler ama saten tarzı kumaşlar kullanmayı çok fazla tercih etmiyorum. Modaya baktığımızda da doğala gidiş var. Rengârenk ama daha doğal renkleri, doğal kumaşları, ürünleri tercih ediyorum. Pareolarımda da toprak renklerini ve doğal desenli olanları tercih ediyorum.
Çantalarında oldukça dikkat çekici…
Ah sorma çantalara da ayrıca düşkünüm… İri çantaları seviyorum şu aralar da Meksikan bir çanta edindim onun tutkunuyum… İtiraf ediyorum Peru’dan da son dönemlerde takıntı yapmış olduğum bir çantam var.
Yazın yanından hiç eksik olmayacağını isteyeceğin 3 şey?
Kesinlikle ilk önce Eda Taşpınar güneş yağlarım çünkü bu konuda takıntılıyım. Başka… Aşkım olsun yaa, olmaz mı? Evet, aşkım da yanımda olsun… Bir de mutluluk benle olsun… Ki en önemli şey… Ben materyalist şeylerdense sevdiğim insanlar, beni mutlu eden şeyler yanımda olsun isterim. Ruhsal olarak bunlar beni daha çok motive ediyor.
Yazın nerelerde zaman geçirmeyi seversin??
Ben Moda’lıyım… İstanbul’da vazgeçemediğim yerlerin başında Moda sahili ve oradaki çay bahçeleri geliyor. Adaları da çok seviyorum. Çocukluğum adalarda geçti. Adaların etnik ama sizi büyüleyen bir tarafı vardır. O beni hep çok cezbetmiştir. Bunun dışında daha bohem ve doğal yerleri seviyorum. Aslında tüm sahil şeritlerini seviyorumJ haliyle… Yurt dışında da yine Adalar, İtalya’nın adaları, Fransa’nın Güneyi gibi sahil şeritleri yine… Türkiye genelinde Kaz Dağları, çok fazla gitmemiş olsam da Karedeniz beni çok büyülüyor. Bunlardan başka tabii ki Bodrum ve Alaçatı… Onlar kocalarım diğerleri flörtlerim diyebilirim. Ama Datça’yı da, Hisarönü’nü de çok severim. Aslında her yerin bende bıraktığı ayrı bir damak tadı var.
Aksesuarlarınla da sürekli gündemdesin. Bizimle paylaşmak istediğin özel parçalar ve öyküler var mı?
Hikâyesi olmayan aksesuarım yok gibi… Soho’dan satın aldığım ve alüminyum bükülerek yapılmış kocaman küpelerimi çok seviyorum. Heykeltıraş dedemin benim için kendi elleriyle yapmış olduğu demirden boyunluk var mesela… Kullanımı çok rahat olmasa da vazgeçemediğim senelerce keyifle taktığım aksesuarlarım arasında… El şeklindeki seramik bileziğim ise Delfina Delettrez’in tasarımı Bu kolyenin de peşinden çok koştum. Adam satmak istemedi aslında konu da fiyat değildi. Satılık olmadığını söylemesine rağmen almayı başardım. Bu kolyemi Afrika seyahatimde almıştım. Onlara saat hediye ettim, onlarda bana bu kolyeyi hediye ettiler. Aslında saymakla bitmez, sahip olduğum her aksesuarlarımın mutlaka bir öyküsü var…
Ayakkabı da tasarladın… Eda Taşpınar ayakkabı koleksiyonundan da bahseder misin?
Ben şirketim Yıldız Dükkanı’nı iki sene önce kurdum. Güneş yağlarımı kendi şirketime ait. Delta Kozmetik tarafından üretiliyor. Şimdi de Eda Taşpınar Ayakkabı Koleksiyonu’nu hazırladım. O da kendi şirketime ait ve Ves Deri tarafından üretiliyor. Şimdilik bütün Divarese’ler de ve www.lidyana.com’da satılacak. Ben her zaman hayallerimi, hedeflerimi yüksek tutarım. Güneş yağlarında da ben dünya markası olacağım demiştim. Ben hedefi yüksek koyayım da olursa Allah’tan, olmazsa da olmaz… Ayakkabılarımın çok keyifli ve insanların rahatlıkla kullanabilecekleri tasarımlar olduğunu düşünüyorum. Kıyafetlerine bir vurgu uygulayacak şekilde, çok basit ama dikkat çeken tasarımlar hazırlamaya çalışıyorum. Eda Taşpınar tasarımları kesinlikle ben buradayım diyecek ayakkabılar olacak. Yazın tabi sandaletler ve gladyatörler ön planda…
Ayakkabılardan sonra sırada ne var?
Elbette yeni şeyler olacak ama ben bebek adımlarına inanan biriyim. Bir şey oturduktan sonra bir diğerine geçmeyi doğru buluyorum. Güneş yağı benim ilk göz ağrım. Benim için en önemli şey markamın oturması daha sonra ilerlemek…
Peki, iyi bir yaz tatili senin için nasıl olmalı?
Yaz tatili benim için hurra her gece bir yerde demek değil bir kere… Benim için iyi bir yaz tatili sevdiğimle, sevdiklerimle geçirdiğim tatillerdir. Ben çok aileciyim… Alaçatı’da olma nedenimde amcam, Mila, kızlar ve kuzenlerdir… Onlarla zaman geçirmekten keyif alıyorum. Ailemle, varsa aşkımla, sevdiklerimle geçirdiğim doğal ve sakin ortamlarda tatil yapmayı severim… Deniz, güneş ve sporu da unutmayalım… Gece hayatını da yurt dışında seviyorum ama dediğim gibi benim için aileyle geçirilen tatilin yeri başka… Çünkü sizden her şeyinizi geri alabilirler ama anılarınızı asla alamazlar.
Markacı mısın?
Hiç markacı değilim… Adalara gittiğiniz zaman bile orada o kadar güzel şeyler bulabiliyorsunuz ki… Marka takıntım yok ama Eda Taşpınar markasına acayip takıntılıyımJ
Alışveriş yaparken nelere dikkat edersin?
Kimsenin yanında olmamasına dikkat ederim. Çünkü kadınlar kadınları yanlış yönlendirir. Genellikle de alışverişe yalnız çıkmayı severim. Ne istediğimi bilirim ve kimsenin de bana bu olmuş, bu kötü oldu diye yönlendirmesini istemem… Onun dışında kullanacağım şeyleri almaya dikkat ederim. Ben artık senelerce giyebileceğim şeyler alıyorum. Bir aksesuar, bir takı değiştirip onu defalarca kullanıp, zevkle giyebileceğim ve farklı hikâyeler yaratacak şeyleri satın almayı seviyorum. Dolap bekletmeyi sevmiyorum. Kullanmadığım şeylere de müdahale eder yine kullanırımJ Mesela uzun bir elbiseyi bir süre sonra da kısa bir elbise olarak giymeye devam ederim…
Bikini giymek cesaret işi… Birçok kadın için ise rüya… Kadınlara kendilerini daha iyi hissetmeleri için tavsiyelerin var mı?
Aslında bikini giymek cesaret işi değil vücut işi… İyi bir vücutta kışın yaptığınız düzgün ve uzun süreli spora bağlı. Ne yazık ki toplum olarak genelde üşengeçlik yapıp hep son başlıyoruz spor yapmaya. Ben niye cesaretliyim çünkü sporumu yapıyorum. Haftanın 5 günü koşuyorum, antrenman yapıyorum. Onun için de iyi bir vücuda sahibim ve rahat rahat istediğim gibi bikinilerimi de giyebiliyorum. Onlara spor yapmalarını tavsiye ediyorum ama altını çizeyim zayıf olmak fit olmak, güzel değildir. Sıkı bir vücuda ve cilde sahip olmak iyi bir şey. Ben herkes zayıf olsun diye bir şey söylemiyorum ama herkes sıkı olsun… Kadınlar kadınlar için zayıflıyor. Ben hiçbir erkeğin zayıf kadını beğendiğini düşünmüyorum. Kadın dediğin kadın gibi olacak ve kesinlikle spor yapacak. O nedenle ben onlara önce sporu sonra da daha sağlıklı beslenmelerini ve hayat çok kısa mutlu oldukları şeyleri yapmalarını, kendilerini zaman ayırmalarını öneriyorum.
Yaza özel okunmak için kitaplarını seçtin mi?
Ruh halim değişken olduğu için kitap seçmeye devam, tatile giderken de seçtiklerimi alacağım… Psikoloji, psikanaliz ve criminal kitaplarını okumayı çok seviyorum. Günüme göre değişebiliyor bazen de çok alakasız kitapları okurken bulabiliyorum kendimi… Kişisel gelişim kitapları da olmazsa olmazlarım arasında…
Hobilerin ya da destek olduğun sosyal sorumluluk projelerin var mı? Bahsetmek ister misin?
Hobim çok… Heykel yapıyorum. Sporda yapmadığım şey yok esasında… Ama iyi bir sporcu olmak isterdim. Ailem yönlendirseydi başarılı bir milli sporcu olmayı çok isterdim. Artık geç kaldıkJ Allah nasip ederse çocuklarımızı yönlendiririz artık… Sosyal sorumluluk olarak da kendimce birçok şeye destek veriyorum ama bunun dışında tam bir sosyal sorumluluk olmasa da şöyle bir şey yapıyoruz. Güneş konusunda insanları bilinçlendirmek amacıyla Türkiye’nin çoğu ilini gezmeye çalışacağım. Gençler beni çok örnek alıyorlar ve benim geçmişte yaptığım gibi saatlerce güneşte yatsınlar istemiyorum. Onun için de onları bilgilendirici, güneşin zararlarını anlatabileceğimiz bir kampanya yapacağız.
Eda ile kısa kısa…
Renk skalasına girenJ Eda Taşpınar yani kahverengimsi bronz rengi ve toprak renkleri benim yazın vazgeçemediğim renklerdir.
Hamakta uyumaya bayılırım.
Şebnem Seçkin olmazsa olmazımdır.
Dürüstlükle karşılaşırsam çok mutlu olurum…
Yaz aylarında plajın ortasında yatmayı hiç sevmem… En köşede olmayı severim… Ben herkesi göreyim hiç kimse beni görmesin…
Yazın en çok yüzme, surfing, windsurfing, kitesurfing, pedalboard, kics box ve bootcamp sporlarını yapmaya bayılıyorum.
DERGİDE OLMAYAN HARİKA İKİ TÜYO…
Eda’dan Doğal ve Sağlıklı Bir Öneri: “YEŞİL HAYAT”
Size özel “Eda Taşpınar At Kılı Fırça” çalışmaları için 6 ay Amerika’da kalmıştım ve orada öğrendiğim bir tarifi paylaşayım. Ben bu karışımın adını “Yeşil Hayat” taktım. Sabah kalkıyorsunuz dişinizi fırçaladıktan sonra yarım litre su içiyorsunuz ardından blendera az miktarlarda kereviz, yeşil elma, turp, maydanoz, limon istiyorsanız brokoli de koyabilirsiniz… Aslında yeşil olan her şeyi koyabilirsiniz biraz da su eklemeniz yeterli. Ben ekstra yarım portakal da ekliyorum ve karıştırıyorum. Sabah uyandığınızda vücudunuza ilk giren şey bu karışım olduğunda vitamin yüklü olması nedeniyle çok ama çok faydalı. Cilde inanılmaz bir parlaklık veriyor. Metabolizmayı da çok çalıştırıyor ve yağ yakıyor. İçerisinde bütün vitaminleri barındırması nedeniyle kansere karşı da özel bir koruyucu… Ancak “Yeşil Hayat”ı detoks olarak düşünmeden mümkünse sık sık kullanılmasını tavsiye ederim. Ben mutlaka her sabah bir bardak içmeye özen gösteriyorum.
“At Kılı Fırça”yı küçümsemeyin!
10 yıldır verdiğim her röportajda dile getiriyorum at kılı fırça ve faydalarını… Amerika’da kaldığım zaman da birçok doktordan duyduğum şey vücudun aşağıdan yukarı taranmasının faydalı olduğuydu. Ben ise bunu henüz 14 yaşımdayken anneannemden öğrenmiştim. Hediye ettiği at kılı fırçayla bana vücudumu aşağıdan yukarıya taramayı öğretti. Dolaşımı hızlandırıyor ve en önemlisi selülit gibi dolaşım bozukluğu olanlarda oldukça etkili. Aslında SPA’larda yapılan şeyi siz evde bir at kılı fırçayla yapabiliyorsunuz. Ve ben de faydasını bilen, yaşayan biri olarak insanlarla paylaşmak istedim ve onun için de anneannemin mucizevi at kılı fırçasını Eda Taşpınar’ın Doğal At Kılı Fırçası adıyla satışa sundum. Uygulaması da şöyle; vücudunuz kuru iken sabah 5 dakika, akşam 5 dakika vücudunuzu aşağıdan yukarıya tarıyorsunuz. Tarama sonrası karıncalanma olması dolaşımın hızlandığını gösterir. Varise iyi geldiğini söyleyenleri de duydum. Kadınların en büyük derdi göbek ve kol altı sarkmalarında da etkili. Ölü ciltten de arınmasına yardımcı olduğu için daha parlak ve taze bir cilt için de faydalı. Daha önce söylediğim gibi tek önemli şey mutlaka aşağıdan yukarıya doğru taranması gerekiyor… Bu arada şunu da ekleyelim fırçada kullanılan at kılları atın yelesinden tıraşlanarak elde ediliyor. At hiçbir şekilde zarar görmüyor.
Eda Taşpınar Nerede?
Twitter->@edaataspinar
Instragram->edaataspinar
Facebook-> www.facebook.com/edataspinarmoda
Web->www.edataspinar.com
Eda Taşpınar’dan Büyüleyici Bronzluğun ve Plaj Şıklığının
10 Altın Kuralı:
Plajda salına salına yürümek istiyorsanız, yaza hazırlık önemlidir. Doğru beslenme için karbonhidrat ve proteini dengeli tüketmek, tatlılardan, özellikle çikolatadan uzak durmamız gerekli. Biliyorum bu son kısım hepimiz için oldukça zor
Yaza hazırlanırken olmazsa olmaz egzersizdir. Kendimize vakit ayırıp yürüyüşle başlamak sonrasında seviyemizi yükseltip koşuya geçmek ve gymde tüm vücudu çalıştıracak hareketlere yönlenip, fonksiyonel antrenman yapmak büyük önem taşıyor.
Benim gizli formülüm Anneannem’in hediyesi doğal at kılı fırçası. Bu ürünü kullanarak selulit oluşumunu en aza indirgemek ve pürüssüz bir cilt ve parlaklık elde etmek mümkündür.
Plajda güneşlenmek için seçeceğiniz yer önemlidir. Tüm plaja hâkim, sizin herkesi görebileceğiniz ancak herkesin sizi rahatça göremeyeceği bir yeri tercih etmelisiniz.
Güneşlenirken ne okuduğunuz önemlidir, sizi sürükleyecek konulara sahip kitaplar tercih etmelisiniz. Gün boyu kulaklarınızda sizi yormayacak rahat müzikleri tercih edin.
Büyüleyici bronzluk için tüm gün plajda yatmanız gerekmez. Kalıcı bronzluğu yavaş yavaş elde etmeniz mümkündür. Daha çok sabah saatlerini ve öğle sonrası saatlerini tercih edin, bu sayede arkadaşlarınızla vakit geçirmeye, spor yapmaya da vaktiniz olur.
Güneşlendiğiniz süre içinde su kaybedersiniz, bol bol su içmeyi unutmayın.
Güneşe çıkmadan en az bir hafta önce başlayarak bronzluk koruyucu losyonunuzu sürün, soyulmayı önleyin. Tatil sonrası da losyonunuzu kullanarak bronzluğunuzu koruyabilirsiniz.
Kullandığınız güneş yağının seçerken kokusuna dikkat edin. Plajda yürüdüğünüzde arkanızda güzel bir koku bırakmak önemlidir. Unutmayın insan beyni kokuyu ne kadar zaman geçerse geçsin unutmaz.
Plaja giderken bikini, pareo, gözlük, çanta seçimlerinizin uyumu önemlidir. Giyindikten sonra aynaya bakın gözünüze ilk çarpanı çıkartın, çünkü gözünüze ilk çarpan mutlaka fazlalıktır. Benim için yazın plaja giderken gladyatör sandaletlerim olmazsa olmazımdır.