FISILTILAR: “Çocuklarınıza SAKIN ÇOK SEVMEYİ öğretmeyin!”

 

Hayatımda bir sürü yeni anne var şu aralar,  onları da bu özel günlerinde mesajsız bırakmaz olmaz…

 

Diyorum ki: “Aman çocuklarınıza sakın çok sevmeyi öğretmeyin!”

 

Onlara “TAM SEVMEYİ ÖĞRETİN!”

 

Daha az kırılırlar, daha az başkaları için kendilerini hırpalarlar…

 

Fedakarlığın, çok sevginin hatta sevgini özgürce dile getirmenin artılarından çok eksileri olduğunu bilerek yetişsinler…

 

Yoksa hiçbir zaman gerçekten büyüyemeyecekler…

 

Çok sevgi kalbi yumuşatır, insanın içindeki çocuğun ömrünü uzatır…

 

Çok seven, ömrünü hep çok sevilmeyi bekleyerek geçirecektir.

 

Hayatın özel bir insan almak da bir o kadar zor olacaktır.

 

Çünkü çok sevgiye çok karşılık bulmak neredeyse imkansızdır! (özellikle günümüzde)

 

Sevgiden, hemen karşı cinse olan sevgiyi algıladıysanız altını çizeyim…

 

Hayır, anneye, babaya, kardeşe, konuya komşuya, arkadaşa, sevgiliye, eşe, çocuklara yani insana olan, hepsini kapsayan genel sevgiden bahsediyorum…

 

Siz hiç etrafınızda çok sevdiği için mutlu insan gördünüz mü?

 

İnsanoğlu çok sevilmeye gelmiyor!

 

Ama hayatı, hayvanları, bitkileri çok ama çok sevin, sevdirin çocuklarınıza…

 

Çünkü gerçek sevgiye, gerçek karşılığını bir tek onlar verir.

 

Tam sevmekten kastımı da açayım hemen.

 

“ÇOK” kelimesi baştan ofsayt…

 

Önüne geldiği her şeye abartı katan şeyden medet ummanın saçmalığını bir düşünün…

 

Özel ya da değil…

 

Birine SENİ ÇOK SEVİYORUM dediğinizde çok az kişiden “BEN DE SENİ ÇOK SEVİYORUM” cevabını alırsınız…

 

Deneyin isterseniz, ÇOĞUNDAN sadece “BEN DE” kelimesini duyacaksınız.

 

Sıradan bir insan için önemsiz bir ayrıntı.

 

AMA BAZILARI İÇİN HİÇ DE DEĞİL!

 

Ama gerçekten sevgisini taşırmayı öğrenmiş, belki de hayata nedensiz bir SEVGİ BOLLUĞUYLA gelmiş birçok insan MUTLU olmadığı halde HEP MUTLU gözükmeye çalışır.

 

Çünkü o bilir cezalandırılmıştır…

 

Ne yazık ki hayatı boyunca ÇOK SEVEN HEP KENDİ OLACAKTIR.

 

Çocuklarınıza TAM SEVMEYİ öğretin ki;

 

Fazlanın dönüp dolaşıp yine kendi yüreğini sıkıştıracağını bilsin,

 

Çok sevenin hiçbir zaman kıymetli olmadığını görsün,

 

TAM OLMANIN tercümesinin BENCİLLİK olmadığını yaşasın,

 

Bazen BENCİL olmak gerektiğinin ayıp bir şey olmadığını da öğrensin…

 

AMMA İLLE DE BEN ÇOK SEVERİM diyorsa bir kişi…

Altını çizerek söylüyorum yine İLLE DE ÖNCE KENDİNİ SEVMELİ!

Sevginin çoğu kendinde kalan çocuklar, başkalarını çok sevmekle zaman kaybetmez, umurunda bile olmaz…

Yoluna takılmadan, kırılmadan, yıpranmadan, değer vermeye, sevmeye korkmadan devam eder.

Etrafınıza bir bakın…

Hangi çok seven aşık, hangi saçlarını süpürge etmiş eş-anne, hangi fedakar baba ya da evlat, hangi çok çalışkan işçi, emekçi ve daha yüzlerce örnek mutlu olmuş…

 

Bunu anlamak için kendi yaşamınıza ve çevrenizdeki insanların yaşamına bir kez daha alıcı gözle ve bu mantıkla bakın…

 

Eğer benim gibi görebildiyseniz manzarayı…

 

Aman çocuklarınıza ÇOK  SEVMEYİ ÖĞRETMEYİN!

 

Ne yazık ki İNSANLARI ÇOK SEVEN bir dostunuzdan küçük bir tavsiye olarak kabul edin!!!

Sebahat Bağbars

www.sebahatbagbars.com

 

Gazeteci, yazar, kahkaha terapisti, masal anlatıcısı, masallarla dans eğitmeni... Keyfi çizer (Instagram @artbyseba Fotoğraf çekmeyi sever... Serbest olarak gazeteciliğini hala sürdüren Sebahat Bağbars 13 yıl hizmet verdiği PR Marka Danışmanlığı mesleğine 2017 yılında ara verdi. Birçok sosyal sorumluluk projesine destek vermekte ya da bizzat yürütmektedir. Bağbars 2019 yılından bu yana New York'ta yaşamaktadır.