sihay

Tam karşı dairemde yaşıyordu.  Rengi siyahtı.  Adını  “Sihay”  koymuşlardı.  “Y”  ve “H”nin yerini değiştirilmesi anadan doğma siyahlığını farklı bir havaya sokmuştu.  O da bunun farkında olacak ki;  beni her gördüğünde kuyruğunu havaya diker, tıslardı. Ondan nefret ederdim… Aslında ondan değil de sahibinden yani ev sahibimden nefret ederdim.  Sihay, belki de sadece onun iticiliğini arttıran bir ayrıntıydı benim için. Ayda bir, avuç dolusu para tombul ve beyaz ellere bırakıldığında ya da her kapı açıldığında yerde iki iri yeşil göz beni izlerdi. Bir gün onu kapının dışında buldum.  Kapı üstüne kapanmıştı.  Uzun uzun bakıştık. Sessiz ama hızlı hareketlerle ceketimin içine gizleyip;  koşarak arabama atladım. O, bu kaçırılıştan hiç rahatsız olmadı.  Onu çok uzaklarda bir yere öylece bıraktım;  aç ve susuz!

Ne arkamdan miyavladı, ne de geldi.  Bıraktığım yerde ben gözden kayboluncaya dek bekledi, sonrası meçhul. Bendenize hakim olan da  tombul ve beyaz ellere bırakılan her kirada Sihay’ın yokluğunu anımsatan büyük vicdan azabı!
Sebahat Bağbars

Gazeteci, yazar, kahkaha terapisti, masal anlatıcısı, masallarla dans eğitmeni... Keyfi çizer (Instagram @artbyseba Fotoğraf çekmeyi sever... Serbest olarak gazeteciliğini hala sürdüren Sebahat Bağbars 13 yıl hizmet verdiği PR Marka Danışmanlığı mesleğine 2017 yılında ara verdi. Birçok sosyal sorumluluk projesine destek vermekte ya da bizzat yürütmektedir. Bağbars 2019 yılından bu yana New York'ta yaşamaktadır.