“T-E-C-A-V-Ü-Z E-D-İ-L-E-R-E-K-Ö-LD-Ü-R-Ü-L-D-Ü-L-E-R!”

İşte kelimelerimin sahiplenmek istemediği konulardan biri daha… O kadar acı ki bu harfleri bir araya getirmek…

 

“T-E-C-A-V-Ü-Z-E-D-İ-L-E-R-E-K-Ö-LD-Ü-R-Ü-L-D-Ü-L-E-R!”

Hepimiz konuşuyoruz!

Hepimiz isyan ediyoruz!

Hepimiz elimizden geldiğince böylesi olaylar yaşanmasın diye destek oluyoruz!

Belki de bir karıncayı bile incitmekten korkarken “bu mahlukatların yeryüzünden silinmeleri için” dualar ediyor, beddualar savuruyoruz!

Çünkü biliyoruz yarın sırada biz ya da yakınlarımızdan biri de aynı vahşeti yaşayabilir… Daha korkuncu o vahşeti yaşatanlardan biri de bizim aramızdan çıkabilir…

Yazması bile ürkütücü…

Bir şeyin bir sebebi yoktur, binlerce sebebi vardır…

Ve o sebepler arasında kaybolmamak için insanın kaynağına inmenin gerekliliğine inanıyorum…

İnsanın ÖN ÖNEMLİ kaynağı da öncelikle anne ve babalarımız…

Bir anket yapılsa ve bu anketin gizli tutulacağı garantisi verilse inanın birçok yetişkinin çocukluğunda YABANCILARDAN daha çok ailesi, komşuları ve yakın çevresindekiler tarafından taciz edildiği, hatta tecavüze bile uğradığı sonucuna ulaşılabileceği düşüncesindeyim…

Biz hep çocuklarımızı YABANCILARA karşı korumaya çalışıyoruz… Asıl tehlikenin hem yakınlarımızdaki bakkal ya da manav amca, apartman görevlisi, komşu, üvey baba, üvey akraba, hatta dayı, amca ve yazması bile tiksindirici ama abi ve baba gibi yakın akrabalardan da geleceğini anlatmayı es geçiyoruz.

Yurtlarda yaşayan kız ve erkek çocukların yaşadıklarını korku nedeniyle hayatları boyunca gizlemek zorunda kaldıkları gerçeği de var… Bırakı çocukları, Dünyanın bir çok yerinde TECAVÜZE UĞRAMAK SUÇLU OLARAK DAMGALANMAK olduğu için birçok canlı – canlı diyorum çünkü kadınlar kadar erkekler hatta çaresiz hayvanlar da- TECAVÜZE uğruyor ve SESSİZ kalıyor!

Ben inanmıyorum…

Yani öyle sokağa çıkmakla, siyah giymekle aşamayacağımız kadar köklenmiş, budaklanmış bir sorunla karşı karşıyayız… Elbette yapacağız, isyan edeceğiz, en düzgün şekilde tepkimizi de ortaya koyacağız.

Hepimiz biliyoruz… Ne yazık ki zaman geçecek ve her şey gibi ÖZGECAN’ımızı da unutacağız

Tıpkı bu linkte yer alan ve yer almayan milyonlarca insanı unuttuğumuz gibi…

http://www.anitsayac.com/?year=2015

Ne yapılmalı?

Elbette milyonlarca şey!

Ama bence öncelikle ana okullardan başlayarak ZORUNLU EĞİTİMLER koymalıyız!

Zorla eğitileceksek de bu tür eğitimlere zorlanmalıyız!!

BU ZORUNLU EĞİTİMLER cinsellikten, mevcut tehlikelere, doğaya ve insanlara saygıdan başlayıp unutulmaya yüz tutmuş binlerce konuyu barındırmalı…

VEEEE bu eğitimler ille de ille de ille deeeee tüm YETİŞKİNLERE de zorunlu kılınmalı…

Hepimizin cebin de kafa kâğıdı, ehliyet ve yanında İNSAN OLMAYA ÇALIŞIYOR kartları da olmalı! Tabi ki kart mart tamamen ironik bir tanımlama…

Ve bu eğitimler insan ömrü sonlanıncaya dek devam etmeli…

ÇÜNKÜ UNUTKAN BİR TOPLUMUZ ve biz sürekli dürtülerek dim dik yürümeye alıştırılmışız!

ÇÜNKÜ Eğitimin YAŞI YOKTUR!

ÇÜNKÜ eğitimde ayıp yoktur! Cinselliğin konuşulmasının ayıp olamadığı öğretilmeli!

Okul yılarınıza dönün… Özellikle insan vücudunun incelendiği derslerinize!

Tek tek örnek verebileceğiniz yüzlerce anınız üşüştü değil mi gözünüzün önüne…

En çok da kıs kıs kıkırdamalar, yüzü eğmeler, kızarmalar, sınıftaki kızlara manalı bakışlar atmalar…

Şimdi öyle mi elbette daha bilinçli gençlik ama yine de ne kadar doğru bilgiye sahipler meçhul!

Ne geliyorsa başımıza konuşamamaktan…

Ne geliyorsa başımıza saçma sapan ön yargılarımızdan…

Günümüzde ne kafalara sahip olduğumuzu gösteren en hızlı yol aslında “sosyal dünya”…

ÇÜNKÜ O DÜNYADA HEPİMİZ OYNUYORUZ.

HEPİMİZ MUTLUYUZ, HİÇ BİRİMİZ HATA YAPMIYORUZ.

KARNIMIZ GURULDUYO AMA EN İYİ MEKÂNLARDAYIZ!

AY SONUNU NASIL ÇIKARACAĞIMIZI BİLMİYORUZ AMA HEPİMİZ “O TARZIN” PEŞİNDE KÖPEK GİBİ KOŞTURUYORUZ.

HİÇ BİRİMİZ KÖTÜ DEĞİLİZ!

HEPİMİZ MELEĞİZ!

HEPİMİZ İYİ EVLAT, İYİ İNSANIZ!

ÇÜNKÜ BİZE EN İYİ ROL YAPMAK ÖĞRETİLDİ!

VE UTANARAK YAZIYORUM…

Bir genç kız yok edildi, katledildi hem de en hunharca şekilde…

İşin içine din, siyaset, açıklık, kapalılık ve bir sürü şey karıştırılıyor…

HALA TEHLİKENİN FARKINDA DEĞİL MİSİNİZ?

Dün de aynıydı dünyamız bugün de… Değişmiyor tam tersine ilerlemek yerine gerilemeye devam ediyoruz…

Bugün ÖZGECAN yarın SENİN DÜNYANDAN BİR CAN…

Hala kan davalarının sürdüğü, berdel yoluyla evliliklerin var olduğu, çocuk gelinlerin toplumun kanayan yarası olmaya devam ettiği, sanılanın aksine eğitimli dayakçı zihniyetlerin sayılarının azımsanmayacak kadar çok olduğu; üniformalı şiddetin var olduğu bir ülkede yaşıyoruz…

İki ucu boklu değnek elimizde çaresiz yazıyoruz, çiziyoruz, konuşuyoruz.

İşin özü çocuklarla konuşmaktan KORKMAYIN…

Ben aslan gibi iki tane erkek yeğen sahibiyim…

Ve çocukluklarından bu yana ailelerinin yanı sıra onlara maruz kalacakları tehlikeler dışında birçok konuda konuşarak, açıklayarak destek olmaya çalışıyorum… Çocuklarla konuşmayı becerebilen biri olarak tanıdığım tüm çocukların korkularını, endişelerini hissedebiliyorum. AMA sonuçta insanız kim bilir neleri atlıyoruz!

En basiti yahu çocuklarınıza ilk ve kati şekilde kimsenin kucağına oturmamayı öğretin!!!! Vücutlarını tanımayı, karşılaşabilecekleri tehlikeleri ve kendilerini korumayı öğretin…

Ve evet, sözde kültürlendiğimiz gazeteler, dergiler, televizyonlar, radyolar ve internet siteleri bazen saatli bomba…

Hayır, pornografik yayınlardan bahsetmiyorum… O bambaşka bir tehlike…

Tam tersi biz yetişkinler için normalleşen HABERLERDEN bahsediyorum…

Alın size çocukları allak bullak eden sadece iki haber başlığı…

Sadece başlığı okuyan çocukların hayal gücünü düşünemiyorum!

Hamile erkek yine doğurdu

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/11834044.asp

 

İstanbul’da sıradışı bir düğün: Düzen karşısında gizlenmedik

http://www.hurriyet.com.tr/kelebek/hayat/27260988.asp

Bu örnekleri çoğaltmak mümkün… Kim hatasız ki! Ama hata yapmayı en aza indirmek için lütfen, çocuklarınıza her şeyin en doğrusunu siz öğretin ama önce siz ön yargısız olarak öğrenin ve yorumlayın… Çocuklarınız eşcinselliğin bir hastalık olmadığını gerçekten ne demek olduğunu ilk sizden öğrensin. Erkeklerin doğum yapamayacağından tutun, cinsel tercihlerin farklılıklarını da ilk sizden öğrensin… Elbette yine altını çiziyorum ön yargısız, negatif mesaj yüklenmeden…

Çocukların hayal gücü kadar olgunluklarını ve zekâlarını da küçümsemeyin…

 

EĞİTİM ŞART! VE İLK ÖNCE BİZ BÜYÜKLERDEN BAŞLANMALI!

 

MEZARINDA RAHAT UYU GÜZEL KIZ…

 

TÜRKİYE SENİN İÇİN DUA EDİYOR!

 

www.sebahatbagbars.com

Gazeteci, yazar, kahkaha terapisti, masal anlatıcısı, masallarla dans eğitmeni... Keyfi çizer (Instagram @artbyseba Fotoğraf çekmeyi sever... Serbest olarak gazeteciliğini hala sürdüren Sebahat Bağbars 13 yıl hizmet verdiği PR Marka Danışmanlığı mesleğine 2017 yılında ara verdi. Birçok sosyal sorumluluk projesine destek vermekte ya da bizzat yürütmektedir. Bağbars 2019 yılından bu yana New York'ta yaşamaktadır.