Cam Kırığı

Her zaman buluştukları kafede buluşmuşlardı yine. Aysu aramıştı Banu’yu. Aslında çok yakın iki arkadaş olmalarına rağmen son zamanlarda pek sık görüşemiyorlardı. Banu genellikle bir bahane bulup görüşmeleri seyrekleştirmeyi başarmıştı. Aysu çok ısrar etmiş ve onu bu görüşmeye gelmeye zorlamıştı. Banu, Aysu’yu her zamankinden daha farklı bir yüz ifadesi ile otururken buldu.

–        Canım ne oldu? Telefonda sesin çok kötüydü meraktan öldüm. İyi misin?
–        Ah, evet iyiyim ya da olacağım işte… Geldiğin için teşekkür ederim.
–        Delinin zoruna bak herhalde geleceğim dostun değil miyim? Sorun Kenan mı?
Kocasının adını duymasıyla Aysu’nun yüzü daha da küçülür gibi oldu. Arkadaşının kendisine acıyarak bakan gözlerini görünce toparlandı.
–        Aslında evet ama hayatımdaki tek sorun sadece Kenan değil?
–        Elbette, ama hala konuşmuyorsunuz değil mi?
–        Konuşmuyoruz!
–        Neredeyse 1.5 ay olacak.
–        Evet, neredeyse…
–        İstersen yani istersen ben de konuşabilirim Kenan’la. Hem her karı koca arasında olur böyle şeyler…
–        Evet, olur ancak bazen bazı şeyler daha fazla can yakar ve telafisi de yoktur, deyip arkadaşına sert bir bakış attı ve elindeki bardağı hızla yere attı. Yüzü bardak gibi tuzla buz olan genç kızın yüzüne yüzünü yaklaştırarak fısıldadı.
–        Bu bardağı tekrar birleştirebilir misin diye sormayacağım, korkma!
Arkadaşının gözlerindeki boşluktan rahatsız olan genç kadın acemice gülümsedi ve “Bazen beni çok korkutuyorsun”, dedi.
Aysu, arkadaşının yanıtını bir kahkahayla karşıladı. Kırılan bardağı toparlamaya çalışan garsona dönüp özür diledi ve ağlamaya başladı.
–        Aysu, gerçekten korkuyorum, doktora gitmek ister misin, dedi.
Aysu onu duymuyordu bir süre hiç konuşmadan beklediler. Aysu bu sefer gülmeye başladı.
–        Tanrım sen hiç iyi değilsin!
Aysu, arkadaşını tekrarladı. “Tanrım sen hiç iyi değilsin?”
–        Aysu, lütfen!
–        Bunu bana neden yaptınız?
–        ……………………..
–        Sana soruyorum, biricik dostum bunu bana neden yaptınız?
–        Tanrım, gitsem iyi olacak, sen alkol mü aldın? Hem neyi neden yaptık? Seni anlayamıyorum, başka zaman konuşmamız daha doğru olacak…
Aysu, ayaklanmaya çalışan kadını içindeki yalanlarından ve korkularından çekip almak istermişçesine sertçe yerine oturttu.
–        Oyun oynamayı kes Banu, zaten yeterince acı çekiyorum.
–        ……………..
–        Kenan son bir yıldır çok değişmişti ki bunu sen de biliyorsun. Üç gün önce kötü bir tartışma yaşadık. Zaten son bir buçuk aydır da neredeyse birbirimizi görmemek için özel çaba sarf ediyorduk. Ben çok geç fark etmiş olsam da Kenan benden gideli çok olmuştu. Sonra birden gerçekle yüzleşmek zorunda bırakıldım. Hiç çaba sarf etmeden hayat bana içinde bulunduğum yalan dünyayı görme şansı verdi.
–        Canım, ben…
–        Biliyor musun işte ilk o an yüreğim az önceki bardak gibi tuzla buz oldu…  Kavga ettik. Suçlu olan benmişim gibi kapıyı vurup çıktığında saatlerce karanlıkta bekledim.  Nihayet, zaman her şeyin ilacıdır,  yaşanan kötü şeyler bir gün mutlaka unutulabilir ve kırılan birçok şeyin de tamiri vardır gibi gırla psikolojik telkinle kendimi getirebildim kendine.  Yere saçılan her parçayı,  her beni özenle topladım!  Belki de her şey yine eskisi gibi olabilirdi. Ama unuttuğum ya da unutamayacağım bir şey vardı? Küçük bir parçanın vücudumda ölüm gibi dolaşıyor, yavaş yavaş ama kendinden emin bir şekilde ilerliyor olmasıydı.  Kabul etmek çok zordu. Minik,  şirin cam parçası sinsi,  sinsi yüreğime ulaştığında seni görmem gerektiğini anladım.
–        Canım, biz…
–        Hayır, senden bir açıklama ya da cevap beklemiyorum. Yeni hayatıma güçlü başlamam için içimdeki cam kırıklarından kurtulmam gerekiyordu. Artık bunu bana nasıl yaptılar diye sormayacağım kendime, ama bilmelisiniz ki sizin içinizdeki cam parçalarından nasıl kurtulacağınız da umurumda değil, sadece bunu bilmenizi istedim, dedi ve hızla uzaklaştı.

Gazeteci, yazar, kahkaha terapisti, masal anlatıcısı, masallarla dans eğitmeni... Keyfi çizer (Instagram @artbyseba Fotoğraf çekmeyi sever... Serbest olarak gazeteciliğini hala sürdüren Sebahat Bağbars 13 yıl hizmet verdiği PR Marka Danışmanlığı mesleğine 2017 yılında ara verdi. Birçok sosyal sorumluluk projesine destek vermekte ya da bizzat yürütmektedir. Bağbars 2019 yılından bu yana New York'ta yaşamaktadır.